İkizler 18-21 aylik

    Merhaba hunili anneler;

   İkizlerimize bu aylarda bir şeyler oldu. O bağımsız hallerinden eser yok. Onları bırakacağımızı düşündükleri  bir dönemdeyiz. Ah bir bilseler asla böyle bir şey yapamayacağımızı.

  Yine de güzel şeyler olmuyor değil. Kelimeler artmakta, anlama hızları ilerlemekte. 'Kapıyı kapat', 'şunu getir', 'bunu götür', 'onu al', 'bunu ver' olayları tamam artık.

   Mesela bu ayki favori sözümüz,  Liva'nın söylediği 'lastik top'.
 Hala birbirleriyle oynamıyorlar. Bunu sabırsızlıkla beklediğinizi biliyorum. Ben de heyecanla bekliyorum. Bazen birlikte koşup gülüşüyorlar. Buda bir nevi oyun sayılır bence.
 Kavgalarımız mı? Oooooo... Aynı oyuncaktan iki tane almak da pek çözüm olmuyor sanki. Çünkü ikisini birden isteyebiliyorlar. Ama artık bunu konuşarak anlatabiliyoruz. 'Bak bu senin, bu da kardeşinin' diyerek paylaşım yapıyoruz. Sıra bekleme de artık problemlerimiz yok. Gayet sabırlı bir şekilde sıralarını bekliyorlar.
  Uyku düzene girdi mi? Yarama tuz basmayın canlarım. Zira bu konuda iyi haberlerim yok. İnci öğlen bir saat uyuyor. Gece de emziği düşerse uyanıyor. Ama Liva, gündüz en çok yarım saat uyuyor bazen de hiç uyumuyor. Dolayısıyla sessiz kalabildiğim tek saatler, akşam 22.00 ile 00.00 arası. O saatlerde de hep uykum oluyor. Öğlen uykusu ne kadar iyi bir şeymiş meğersem. Liva öğlen uyumadığı gibi gece de 2-3 kere uyanıyor. Ben yanına gidip yatarsam geri uyuyor. Yani canlarım bu aylarda da uyku yok bize.
  Top oynamak, araba oynamak ve kitap resimlerine bakmak favorimiz. Ipad bile bu kadar sevilmiyor.
   Bu ay şöyle bir şey yaptım size de tavsiye ederim. Her şeye bu, bu diyerek ümüğümüzü sıkıyorlar ya, keser döner sap döner hesabı, söyleyebildikleri kelimelere uygun fotoğraflar çıkardım. Ama bu fotoğrafların içinde söyleyemedikleri hiç bir şey olmayacak. Yani mesela kuş görünce cik cik diyor ya, o zaman kuş olmayacak. Ama at görünce at diyor o yüzden at olacak. Mum, traktör, elma, ayna, arı, lastik top  gibi yaklaşık 30 tane fotoğraf çıkardım.









  Ve bu sefer ben tek tek 'bu nedir?' diyerek onlara soruyorum. Onlar da tatliş tatliş cevap veriyorlar. Bu konuşma açısından kendilerine olan güvenlerini de artırıyor. Bir şeyleri bildikçe daha çok güvende hissediyorlar. Zaten dikkat ederseniz hep cevabını bildikleri şeyi sormayı tercih ediyorlar. Bildikleri cevabı duyunca güven duyguları tatmin oluyor. Bu yaptığımız fotoğraf etkinliğinde hem görsel olarak hafızayı hem de konuşma yeteneğini desteklemiş oluyoruz. Üstelik öyle tatlı söylüyorlar ki 'bir daha söyle' diyesi geliyor insanın.

   Anneye bağımlılık had safhada. Odadan odaya geçerken bile ağlamaya başlıyorlar. Biri bacak aramda, biri bacaklarımın arkasında yemek yapmaya çalışıyorum. Bunun 2 yaşından sonra azalarak biteceği umudundayim.

  Yemek konusunda çok şükür bir sıkıntımız yok. Sabah bilerek geç kahvaltı yaptırıyorum. İnanın bana tokluk kadar açlık da gerekli. 3 öğün yiyorlar birde aksam yatmadan önce süt içiyorlar. Yoğurtlarına eklediğim probiyotikten mi, yedikleri lifli yemeklerden mi bilemiyorum ama her yemekten sonra büyük tuvaletlerini yapıyorlar. Bunun gayet sağlıklı bir durum olduğunu düşünüyorum.

  Kıskançlık bildiğiniz gibi bizim evde yasaklı bir kelime. Eşimle birlikte anlaşıp bu kelimeyi kullanmamaya karar verdik. İki birbirine benzer hatta  tıpkısının bir tanesi daha olan bir evde kıskançlık normal kabul edilebilir. Ama bir şeyi ne kadar çok söylerseniz o, o kadar olur ve yaşanma sıklığı artar. Liva kardeşi bana geldiğin de ya da gelmek üzereyken hemen atağa geçer. Önce o gelecek. Bunun önüne geçmek için neler yapılır bilmiyorum ama 'sen kardeşini mi kıskanıyorsun?' denmemesi gerektiğini çok iyi biliyorum. Her şeyde olduğu gibi bunun da geçici bir süreç olduğunu düşünüp kıskançlık ve benzeri kelimeleri asla kullanmadan sabırla bekliyorum.

Sabırla bekleyin hunili anneler daha onlarla kahve içeceğiz😊

Instagram➡️ @carpiiki

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dede torun ilişkisi

Kız anneleri mi daha mükemmel? Erkek anneleri mi? Yoksa ikiz anneleri mi?

Babalar saksı değildir!